Her şey TOPGUN adlı sinema filminin gösterime girmesiyle başladı. Filmde Amerikan ordusunda görevli olan bir pilotun başından geçen olaylar anlatılıyordu. Aslında insanları büyüleyen filmdeki uçak sahneleri değil, Amerikan ordusundaki pilotların yaşayış şekilleriydi. Çünkü hepsi kullandıkları makinelere istedikleri gibi hükmediyorlar, yer yer komutanlarını bile dinlemiyorlar hatta uçaklarıyla kulenin 10 metre uzağından son sürat geçebiliyorlardı. Filmi izleyenlerde aşırı bir uçma merakı başlamıştı.
O dönemler bilgisayarlarında yeni yeni evlere girmeye başladığı dönemlerdi. Çoğu kişi gerçek savaş uçaklarıyla uçamayacaklarını biliyorlardı. İşte bunu fırsat bilen çeşitli oyun firmaları konusu TOPGUN filmine benzer oyunlar yaparak piyasaya sürdüler. Bunlar içinde de en çok tutanlarından birisi olan F14 Tomcat yer alıyordu. Aslında Tomcat TOPGUN filminde hiç kullanılmayan bir uçaktı. Her ne kadar filmde bu uçak kullanılmasa da oyuna girdiğimizde konu bakımından bu filmden etkilendiğini açıkça görebiliyoruz.
Oyuna ilk girdiğimizde karşımıza oyunun menüsü çıkıyor. Bu menüde “Practice Carrier Duty”, “Practice Topgun”, “New Carrier” ve “Load Carrier” seçenekleriyle karşılaşıyoruz. “Practice Carrier Duty”de adından da anlaşılacağı gibi pratik yapıyoruz. Zorluk dereceleri birbirinden farklı olan çeşitli görevlerde uçuyoruz. Practice Topgun’da ise kendimizi bir anda it dalaşı diye tabir edilen çatışmanın içinde buluyoruz. Amacımız çok uçak düşürmek. New Carrier ile yeni bir kariyere başlıyoruz. Kariyere başlarken en alt rütbeden başlayıp, başarılar kazandıkça terfi ediyoruz. Oyunda sürekli bizi yönlendiren bir komutanımız var. Yaptığımız her başarılı uçuştan sonra bizi tebrik ediyor ve ileriye dönük mesajlar veriyor. Başarısız uçuşlarda ise bize kızıp azarlıyor. Eğer her ne sebeple olsun uçağımızdan atlamışsak mahkeme karşısına çıkıyoruz. Mahkemenin kararına göre eğer haklı bir sebepten uçağı terk etmişsek tekrar uçabiliyoruz ya da haksızsak geçici bir süre görevden uzaklaştırılıyoruz.
F-14 Tomcat mümkün olduğunca zamanın şartlarına göre gerçekçi yapılmaya çalışılmış. Benim hoşuma giden bir nokta ise oyunun çeşitli resimlerle desteklenmesi oldu. Yapımcılar oyunu bir konu çerçevesinde hazırlamaya çalışmışlar. Bu konuyu da resimlerle pekiştirmişler. Bir dos oyunu olması ve kısıtlı bir boyut çerçevesinde hazırlanması gerektiği için grafik yerine bu resimleri kullanmışlar. Bu şekilde yerden tasarruf etmişler. Ama bana kalırsa resimler oyuna büyük bir hava katmış.
Garfiksel açıdan çok iyi değil. Ama tatminkar. Hele konunun içinde kendinizi bulduğunuz an zaten grafik sizi fazla ilgilendirmiyor. Bir an önce etrafınızdaki uçakları düşürüp görevi bitirmek istiyorsunuz. Her görevde uçağınızda çeşitli silahlar oluyor. Bu silahları F1-F4 tuşları ile seçiyorsunuz. “+” ve “-“ tuşları uçağımızın gücünü arttırıp azaltmaya yarıyor. Yön tuşlarıyla da yönümüzü buluyoruz. Ayrıca “A” Afterburner denilen ses hızında uçmamızı sağlayan tuş. “Z” ile bunu kapatıyoruz. Oyunu DosBox’ta oynamanızı öneririm. Zira speakerdean gelen sesler bir süre sonra kafa şişirmeye başlıyor. Bunun yerine oyunun menülerinde dolaşırken mididen oyunun müziğini dinlemek daha bir güzel oluyor. Hepinize iyi oyunlar.
Bir yanıt bırakın