Bu oyunun ismini ne zaman duysam geçmişe dalar giderim. O 90’lı yılların başında ki gerçekten keyifli Amiga yıllarına. Amiga yıllarının neden keyifli olduğu konusunda pek çok tez ileri sürülmüştür. Bence bunun nedeni Amiga zamanında ülkemizin nispeten rahat olması, oyunseverler için yegane buluşma noktalarının diskette oyun satılan yerler olması ve Amiga’nın gerçekten verdiği büyük keyiftir. Oyunların çözümü için Türkçe bir yayın yeterliliği olmadığı için insanlar spor aralarında , ders aralarında ve oyun satılan yerlerde karşılıklı görüş alışverişi yapardı. Centurion sizi gerçekten eğlendirecek bir strateji. Öğrenmek çok uzun sürmüyor, oyun süresi birkaç saat Rahatlıkla bir öğleden sonranızı verip akşam üstüne doğru keyifle sandalyenizden kalkacağınız kadar sürer. Belki daha da kısa. Oyunda biz Roma’nın genç bir yöneticisi olarak işe başlıyoruz. Talent adı verilen ve yetkimizi belirleyen bir birim ve tribute denilen paramız var kaynak olarak. Talent’ımızla lejyon birlikleri oluşturabilir, mevcut birlikleri güçlendirebiliriz. Ayrıca halkı sinirli olan şehirlerde çeşitli oyunlar düzenler hem halkı sakinleştirebilir hemde gireceğimiz bahislerle talent’imizi arttırabiliriz.
Oyun aslında sade, şehre girdiğinizde ne yapabilecelerinizi solda ki menuden görebiliyorsunuz, sağda ise şehir ve genel bilgiler sunuluyor. Mesela yeni elegeçirilmiş bir şehirde “plunder” yani yağma yaptınız, halk çok kızacaktır. Yapmanız gereken “talent”ınızı harcayarak burda at arabası yarışı, gladyatör dövüşü gibi çeşitli oyunlar düzenleyerek halkın sinirini yatıştırmaktır. Oyunlardan bahsederken aslında çok keyifli bir bölüme direk giriş yapmış oluyorum. Oyun düzenlemek keyif ötesi bir durum. Mesela at arabası yarışında yarışı siz yönetiyorsunuz, yani Roma adına yarışan arabayı. Yarıştan önce bahise de girip “talent”ınızı arttırma şansınızı deneyebilirsiniz. Bu at arabası yarışında ekranda ki beyaz atlı araba sizsiniz. Şimdi 3 bar var uzun olan ve S harfi ile başlayan hızınızı gösterir. Kırmızı çizgi ise hız limitinizi, aşarsanız arabanız harap olur! Sonra H ve C harfleri var bunlardan H atları kırbaçladıkça azalan bir bar yani kırbaçlama limiti olarak alabilirsiniz. C ise arabanız. Rakiplerle itişirken arabanız hasar görür bu C çok azalırsa dikkatli olun derim. Hele o dörtnala giden atların sesini duyun o zaman kendinizi gerçekten kaptıracaksınız.
Diğer önemli oyunsa “Gladyatör Dövüşü” gene dövüştürme şansına sahipsiniz. İyi bir dövüş olduğu zaman tezahüratlardan başka hiçbir şey duyamazsınız. Bir gladyatör öbürünü yendiği zaman, aynen kolesyumlarda ki sezarlar gibi baş parmağınızı aşağı ve yukarı döndürüp, yenik dövüşçünün kaderini belirleyebiliyorsunuz. İşte burası zaten o tezahürat kısmı ile yakından ilgili. Eğer dövüş güzelse insanlar yenik gladyatörün yaşamasını istiyor, halkı memnun etmek bizim işimiz olduğundan onların isteğini yerine getirmek katmerli bir moral artışı sağlayacaktır.
Şimdi işin savaş kısmına gelelim, savaşlarda tek yapmanız gereken taktik vermek, taktikten sonra fare ile tıkladığınızda ekrana birkaç seçenek gelir, geri çekil vs vs gibi. Ama asıl zevkli olan şey ise aynen basket maçlarında tahtada taktik çizer gibi askerlerinizin gidebileceği yeri sol fareye basılı tutarak çizmeniz. Karşı ordunun durumuna göre adamları toparlayıp izlemek yeterli.
Ele geçirdiğiniz şehirlerde bence yağma yapmak tek bir şeye bağlıdır; bölgenin zenginliğine.
Tabi denizi aşmak için de donanma kurmanız gerekiyor. İyi donanma kurup denizde kuvvetli olmakta başka bir önemli nokta, gerçi önce Avrupa sonra Doğu Avrupa ve Anadolu olarak giderseniz, ulaşım sorunu azalır. Bu arada birkaç lejyonda çıkartmış olursunuz.Hatta ana lejyonlarınıza süvarilerde ekleyecek kadar güçlenirsiniz.
Görüldüğü gibi oyun son derece rahat bir oyun, kafa dağıtmak için ideal. Hele o araba yarışını ve arenayı tadın o zaman sık sık oynamak isteyeceksiniz.
Bir yanıt bırakın