Amiga’sı olup da Cannon Fodder oynamamış, görmemiş olan var mıdır? Eminim ismi okur okumaz heyecanlanmışsınızdır, çünkü ben şimdi bile aynı keyifle saatlerimi alabilecek bir efsaneyi incelemekten büyük heyecan duyuyorum.
Oyun, Vietnam savaşı döneminde geçiyor. Askerlik şubesinin önünde askere çağrılan sivilleri izleyerek başlıyorsunuz. Ve helikopterle görev bölgenize atılıyorsunuz. Görevinizin özellikleri kısaca size aktarılıyor ve çatışmaya giriyorsunuz.
Sol tuşla askerleriniz yürüyor, ama yapay zekâları iyi olmadığı için onları iyi yönetmeniz gerekecek. Sağ tuşla da ateş ediyorsunuz. Sağ basılıyken sol tuşa basarsanız da el bombası ya da roket kullanıyorsunuz.
Sol kısımdaki menüde askerleriniz ve rütbeleri yer alıyor. Bu isimlere tıklayarak onları Yılan-Kartal-Panter takımlarına ayırabilir, daha küçük gerilla grupları çeklinde hareket edebilirsiniz. Ayrıca alt köşede haritaya tıklayarak genel durumu gözden geçirebilirsiniz.
Cannon Fodder çok hareketli bir oyun. Sürekli hareket etmeli, zamanında geri çekilip zamanında ileri atılmalısınız. Hatta bazı bölümlerde başlar başlamaz çatışmanın ortasında kalıyorsunuz. Allahtan düşmanın silahlarının menzili sizinkinden daha kısa.
Görevin bitiminde, ölenlerin isimleri, onların birkaç baytlık veriler değil sizin yaşınızdaki gençler olduğunu hatırlatacak şekilde akıyor. Cannon Fodder’in eşsiz müziğiyle de birleşince etkilenmemek mümkün değil.
Ama oyun ilerledikçe heyecan artıyor. Her köşe başında kamufle olmuş bir Vietkong bekliyor, siz yürürken birden ateş açıyorlar ve ekranın karşısında sıçrıyorsunuz! Bazen de hiç çatışma olmadan labirent gibi ormanlarda geziyorsunuz… Sessizlik giderek sinirlerinizi bozuyor… Tam bu sırada timinizin öncüsü bir bubi tuzağını tetikliyor ve göğsüne saplanan mızrakla can çekişmeye başlıyor. Yapabileceğiniz hiçbir şey yok, onu orada bırakıyorsunuz.
Size biraz çatışma taktiği vermenin yararlı olacağı kanısındayım. Çatışmalarda menzil avantajı sizde, ama kalabalık hücumları durdurmakta yetersiz kalacaksınız. Bunun en rahat çaresi, geri çekilerek ateş açmak, ve düşman temizlenince ilerlemek. Ama illa ilerlemeniz gerekiyorsa, düşmanın saldırı yönüne paralel şekilde hareket edin.
Büyük tim yüksek ateş gücü demektir, ama o zaman da sürekli asker kaybetmeyi göze alacaksınız. Bir kulübeyi bombalamak ya da bir cephane sandığını almak için kalabalık gitmeyin, bir ya da 2 kişilik timlerinizi yollayın. Kalan adamlarınızı çatışmadan uzak bir yere bırakın, bilgisayar iyi yönetemiyor.
İlerledikçe karlı ve dağlık alan savaşları da yapmaya başlıyorsunuz, sabit toplar ya da helikopterler, Jipler, hatta sizi epey rahat ettirecek zırhlı tanklar ele geçirebiliyorsunuz.
Cannon Fodder’ı diğer oyunlardan ayıran bir gerçekçi özelliği de, askerlerinizin “güç çubuğu” diye bir şeyinin olmaması: kurşunu yiyen ölüyor. (Çok küçük bir ihtimal yerde can çekişirse, ölmeden önce bölümü bitirip o adamı kurtarabilirsiniz.)
Ama bu gerçekçilik, oyunun aynı zamanda kötü bir özelliği. Hele bizim oynadığımız yaşlardaki etkilenme potansiyelimizi düşünürseniz, vurulan adamın kanlar içinde sürüklenmesi, bazen yerde can çekişmesi… Çocukluğumuzda zevk aldığımız, ama kendi çocuğunuzun görmesini istemeyeceğiniz şeyler.
Aslında söze hiç gerek yok: Şimdiye dek Cannon Fodder efsanesini indirmediyseniz hemen tıklayın, saatlerinizi alacak, sinirlerinizi harap edecek çatışmaları tekrar yaşamaya başlayın.
Bir yanıt bırakın