Herkesin hakkında az da olsa bir şeyler bildiği bir oyunun incelemesi var karşınızda. Şimdiye kadar yapılmış Türk oyunları arasında konusu, mekanları, karakterleriyle öne çıkmış ve aradan 13 yıl geçmesine rağmen hala konuşulan oyunumuz Lale Savaşçıları…
Oyunumuz RPG tarzında. Seçtiğimiz karakterlerle İstanbul’u ele geçirip cehaleti yaymaya çalışan güçlere karşı savaşıyoruz. Bu savaşın oldukça zorlu geçeceğini sanırım söylememe gerek yok.
Oyunumuz 2 disketten oluşuyor. Oyunu çalıştırdığımızda orijinal olmasından dolayı bizden kitapçıkta yer alan bir kelimeyi yazmamız isteniyor. İndirdiğiniz dosyanın içinde bulunan .pdf formatındaki kitapçıktan yararlanarak burayı geçip oyuna başlayabilirsiniz. Değişik özellikleri ve maganda, lavuk, öğrenci, öğretmen gibi değişik türleri olan karakterlerden 4 tane seçerek oyuna giriyoruz. Oyun Mecdiyeköy’deki bir otoparkın altından başlıyor. Buradan başlayarak İstanbul’un çeşitli semtlerinde bulunan ve bizimle aynı amaç için savaşan insanlarla yardımlaşarak İstanbul’u cehaletten temizlememiz gerekiyor. Semt haritalarını aldıktan sonra oyun sizin için daha da kolaylaşacaktır. Haritayı kullanarak ihtiyacımız olan nesneleri alabileceğimiz dükkanlara da kolaylıkla ulaşabiliriz. Bu ihtiyaçlardan en önemlileri ise tabi ki silahlarımız. İster bulduğumuz paralarla bunları satın alabilir, ya da bulduğumuz silahlardan direkt yararlanabiliriz.
Oyunun çeşitli yerlerinde beklemediğimiz anlarda karşımıza birbirinden ilginç düşmanlar çıkacaktır. Savaş anlarında ekran değişerek karakterlerimizi çaprazdan görebileceğimiz sıra tabanlı bir hal alacaktır. Yani tüm karakterler saldırılarını sırayla yapacaklardır. Burada saldırı için üç çeşit silah kullanabiliyoruz. Tabi bunlara sahip isek. Bunlardan ilki yakın saldırı yapabileceğimiz silahlar. Bu silahları kullanabilmek için rakibin yanında olmamız gerekiyor. Elimizde silah olmasa da rakibin yanına giderek ona vurabiliyoruz. Diğer saldırı yöntemiyle uzaktan rakibimize tüftüf gibi silahlar kullanarak saldırabiliyoruz. Üçüncü ve bence en eğlenceli saldırı yöntemi ise vecizeler. İstanbul’un çeşitli yerlerinde karşılaştığımız insanlardan öğrenebileceğimiz birbirinden ilginç vecizeleri ve ne işe yaradıklarını oyunun kitapçığından öğrenebilirsiniz. Örnek vermek gerekirse “Lale”, “Gel babana…”, “Sen bir ceviz ağacısın” bunlardan bazıları.
İstanbul sokaklarında maceradan maceraya atlayarak İstanbul’u cehaletin pençesinden kurtarmaya çalıştığımız oyun, sektörümüz açısından ilklerden olduğu için bile oynamaya değer. Açıklamaya çalıştığım amiga versiyonu dışında CD versiyonunu da oynamanızı tavsiye ederim. Video ve seslerle zenginleştirilmiş hali daha da hoşunuza gidecektir. Hepinize iyi oyunlar…
Bir yanıt bırakın